Yabancı Boşanma Kararlarının Nüfus Kütüğüne Doğrudan Tescili
Yabancı Boşanma Kararlarının Nüfus Kütüğüne Doğrudan Tescili ile ilgili bilgi yazısıdır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 50. maddesi uyarınca Yabancı makam veya mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi için görevli ve yetkili Türk mahkemesince tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Bu sebeple yabancı devlet makamları veya mahkemeleri önünde gerçekleşen boşanma davalarında verilen karar, hiçbir işleme gerek duymaksızın Türkiye’de hüküm doğurması söz konusu değildir.
Kural olarak, bir yabancı makam veya mahkeme kararının Türkiye’de kesin hüküm ve kesin delil etkisi yaratması için, söz konusu kararın tanıma ve tenfizi yapılarak hüküm doğurması sağlanmaktadır. Ancak, 690 sayılı KHK ile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesinde yapılan değişiklik ile boşanma, evliliğin butlanı, iptali veya mevcut olup olmadığına ilişkin verilmiş ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmayan yabancı makam veya mahkeme kararları Türk mahkemelerince verilecek bir tanıma kararına ihtiyaç duyulmaksızın doğrudan nüfus kütüğüne tescili sağlanacaktır.
Ancak bu kararlarla birlikte hükmedilen nafaka, velayet ve mal rejimine ilişkin kararların Türkiye’de kesin hüküm ve kesin delil etkisi doğurması ile icra edilebilirlik kazanması ise ancak ilgili karların Türk mahkemelerince tanınması ve tenfizi ile mümkün olacaktır.
Boşanmaya ilişkin yabancı makam veya mahkeme kararlarının doğrudan nüfus kütüğüne tescili için 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesinde bir takım şartlar aranmaktadır:
- Boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin bir karar olmalıdır.
- Karar verildiği devlet kanunlarına göre usulen kesinleşmiş olmalıdır.
- Verilen karar Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamalıdır.
- Tarafların bizzat veya vekilleri aracılığıyla birlikte yurt dışında ise kararın verildiği ülkedeki dış temsilciliklerine, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri başvurması gereklidir.
Anılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilenlerin, tescili istenen kararların Türkiye’de tanınması için 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca dava hakları bulunduğu unutulmamalıdır.
Avukat Mikail YEŞİL
Yeşil Law Office